top of page

... ... ...

Yazarın fotoğrafı: Uğur AkyürekUğur Akyürek

Şehir eskiydi. İnsanları daha da eski. Kaldırımları çatlamış, duvarları nemle kaplı, sokakları sessizdi. Ama bu sessizlik, huzurun değil, unutulmuşluğun sessizliğiydi. İnsanlar başlarını kaldırmaz, göz göze gelmezdi. Sanki birisi gerçeği fark ederse, herkesin uykusu bozulacaktı.

Bir gün, şehrin köşesinde bir adam durdu.

Yakasında düğmeleri eksik bir ceket, gözlerinde ağır bir yorgunluk…

Kimse ona bakmadı. O da kimseyi rahatsız etmedi. Bir taş gibi durdu orada.

Şehrin unutulmuş bir köşesinde, zamanın içinden akıp geçen biri gibi.

Yanından geçen biri, duraksayıp göz ucuyla baktı ona. "Ne yapıyorsun burada?" diye sordu.

Adam gülümsedi, ellerini cebine soktu. "Bekliyorum," dedi. "İyiliğin hatırlanmasını."

Bu cümle havada asılı kaldı. Soruyu soran kişi kaşlarını çattı.

Böyle bir şey beklenir miydi? İnsan ya mücadele ederdi ya da unutmayı seçerdi. İkisinin arasında beklemek mi vardı?

Adam başını kaldırıp gri gökyüzüne baktı. "Bilir misin? Önce kelimeleri değiştirirler.

Sonra anlamları. Önce insanları sustururlar, sonra neyi unuttuklarını bile unuttururlar.

Ama her şeyin içinde bir kırıntı kalır. İyiliğin bile. Çünkü kötü ne kadar büyürse büyüsün, içten içe korkar."

Yanındaki kişi acıyla güldü. “Peki ya hiç kimse hatırlamazsa?” diye sordu. “Ya bu şehrin taşları bile unutur ve herkes sadece susarsa?”

Adam yavaşça konuştu, sanki kelimeler ağzından düşüyor da, onları bir arada tutmaya çalışıyordu: “O zaman, bir kişi daha bekler.

Sonra bir kişi daha.

Ve en sonunda biri konuşur.”

Şehir sessizdi. Ama bir şey değişmişti. Beklemek bile bir şeydi.

Çünkü iyilik, tıpkı kötülük gibi, kendini ispat etmeye çalışmaz. Sadece var olur.

Ve bir gün, biri durur, başını kaldırır ve onu görür.

O gün geldiğinde, karanlık bile kendi gölgesinde kaybolur.



Aky




36 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
... ...

... ...

...  ...

... ...

Comments


Get on the list /

Thanks for submitting!

@2023 by Ugur Akyurek

bottom of page