... ...
- Uğur Akyürek
- 17 saat önce
- 1 dakikada okunur
Bazı sessizlikler vardır,
konuşmamaktan değil,
fazla şey söylemekten oluşur.
İçinde biriken cümleler ağırlaşır,
zamanla ses olmaktan çıkar,
yük olur.
Taşıdığını sandığın şeyler aslında seni taşır.
Fark etmezsin.
Ta ki bir gün durana kadar.
Durduğunda anlarsın:
Kaçtığın şeyler koşmaz,
sadece bekler.
Ve sen ne kadar hızlanırsan
onlar o kadar derine yerleşir.
Zihin çözmek istemez bazen,
oyalanmak ister.
Sorar gibi yapar,
ama cevaplardan korkar.
Bu yüzden aynı duyguyu
bin farklı kılıkla önüne koyar.
Tanımazsan tekrar eder.
Oysa bir an vardır;
savunmayı bıraktığın,
haklı olmayı değil
dürüst olmayı seçtiğin bir an.
“Bilmiyorum.” dediğinde
bir şey gevşer.
“Güçlüyüm.” demediğinde
bir şey güçlenir.
Kabul, olanı sevmek değildir.
Olanla kavga etmemeyi öğrenmektir.
Direniş gürültüdür.
Kabul sessizdir.
Ama sessizlikte yankı netleşir.
İçinde susturduğun her duygu
bir yerde ağırlık yapar.
Ama adını koyduğun an
hafifler.
Çünkü tanınan şey
artık düşman değildir.
İnsan kendini iyileştirmez.
İnsan kendini dinler.
Ve dinlendiğini hisseden her yan
yavaş yavaş çözülür.
Bir noktadan sonra
geçmiş seni tanımlamaz.
Sadece nereden geçtiğini hatırlatır.
Ve sen ilk kez şunu fark edersin:
Işık, karanlığın karşısında değildir.
Onun içinden geçer...
Akyurek ...




Yorumlar