Uzak Diye Bir Yer
- Uğur Akyürek
- 31 May
- 1 dakikada okunur
Ayakkabılarım çamurlu, Ama içim tertemizdi yola çıkarken. Bir harita çizmedim, Çünkü gideceğim yerin adı: Bilmiyorum.
Köylerden geçtim, Bir kadının fırınından gelen ekmek kokusuyla uyandım. Bir çocuk mendil uzattı bana, Hiç konuşmadan kardeş gibi anlaştık.
Bir taş buldum dağ başında, Üzerinde "Unutmak bazen iyiliktir" yazıyordu, Kim yazdı bilinmez, Ama ben o günden beri biraz daha unutur oldum.
Bir gece, yıldızların altında bir kervanla yürüdüm. Develer değil dertler taşıyordu çanlarını. Sustum. Çünkü bazı şeyleri anlatmaya kalkmak, O şeyleri öldürmek gibi geliyor insana.
Sonra bir şehir çıktı karşıma. Adı yoktu, sokakları tanıdıktı. Belki de ben, kendi içime varmıştım. Bir banka oturdum. Sadece oturdum. Ve ilk kez hiçbir şey düşünmedim. Bir serçe kondu yanıma. Kimseden korkmuyordu. Sanki o da yorulmuştu uçmaktan, Sanki birileri onun da kalbini kırmıştı.
Göz göze geldik, O küçücük gözlerde dünyayı gördüm: Savaşları, barışları, Vedaları ve kavuşmaları. Ama en çok da… kalmayı isteyenleri.
Sonra bir adam geçti önümden. Ceketinin cebinde kurumuş bir gül vardı. Bir kadına benzettim önce, Ama sonra anladım: O da kendine dönüyordu —Tıpkı benim gibi.
Güneş batarken, gölgem uzadı. Uzadı ve önüme düştü. Kendime takıldım. Bir adım geriye attım. Ve dedim ki:“Belki de ilerlemek, bazen geriye bakmamaktan geçer…”
Yol devam ediyordu ama artık acelem yoktu. Çünkü ne aradığımı unuttuğumda, Aslında neye ihtiyacım olduğunu anlamıştım.
Bir rüzgâr esti o an,
Çocukluğumdan bir ses getirdi.
Anneme sordum içimden:“Ben iyi biri oldum mu?”
Cevap gelmedi.
Ama içimde bir huzur durdu,
O cevap gibiydi zaten...

Aky ocak 2020
Comments