Savaşma ...
- Uğur Akyürek
- 8 Tem
- 1 dakikada okunur
Bir zamanlar duvarlara umut yazılırdı. Şimdi duvarlar dilsiz, insanlar ise sesli ama hissiz.
“Savaşma, seviş.” dedik…
Ama savaşanlar kazandı.
Çünkü sevişmenin bile pazarlandığı bu sistemde, aşk da bir hizmet sektörü haline geldi.
Kapitalizm o kadar sıkıştı ki artık duyguyu da tokenize etmeye başladı.
Birilerini öldürmek normalleşti.
Çünkü öldürenlerin kostümü takım elbise, ekran arkası, yaka kartıydı.
Ama birini dokunarak sevmek, sınır dışı edilme sebebi oldu bazı yerlerde.
Sevişen cezalandırıldı, savaşan alkışlandı.
Ve biz, ekran karşısında bu saçmalığı izlerken kalbimizi bile kiraya verdik.
Çünkü bu yeni dünya düzeninde: Kalpsizlik bir avantaj.
Empati, işten çıkma sebebi.
Yavaşlamak ise sistem hatası.
"Savaşma, seviş. "dedik ya…
Kulağa hippie geliyor hâlâ.
Ama sence hangisi daha çılgın:
Birini gerçekten sevmek mi, yoksa onu algoritmalara göre analiz edip psikolojik silahlarla manipüle etmek mi?
Bu çağda kötü satıcı hep kazanır. Çünkü kötü alıcılar bol.
Vicdan değil, veri işlenir.
Ahlak değil, algoritma konuşur.
Ve en korkuncu: İnsanlar, iyi görünmek için kötü olanı satın alır.
Dünyanın geldiği nokta şu: Kalpsiz olan zaman çalıyor.
Ve sen hâlâ başkalarının ürettiği endişelere göre yaşıyorsun.
Çünkü farkında değilsin, savaşın içinde olduğun haldebir “alışveriş huzuru” peşindesin.
Ama gerçek huzur, birini sevmekte, bir şey üretmek teve içinden gelenle yaşamakta.
Yani evet: Savaşma. Seviş.
Ama önce: Tüm çürümüş anlamları yık.
Sonra yeniden seviş.
Bu kez gerçekten... Akyürek...25 temmuz

Yorumlar