Bugün dünya yine kendi bildiğini okuyor.
Haberler, birbirine benzeyen manşetlerle dolup taşmış.
Bir köşede birileri milyon dolarlık bir şeyler satıyor, diğer köşede herkes hâlâ "Neden bu kadar soğuk?" diye soruyor. Ama gerçek şu ki, hayat tüm bu gürültünün arasında küçük şeylerde.
Kahvemi yaptım. O an, dünyanın tüm karmaşasına inat bir huzur vardı. Bukowski olsa, “Hayat ne kadar kötü olursa olsun, bir fincan kahve hâlâ kahvedir,” derdi.
Ve haklıydı. Çünkü kahve, yalnızca kahve değildir; o, dünyanın saçmalıklarına karşı küçük bir zaferdir.
Sokakta yürürken, insanların yüzlerinde aynı dalgınlığı gördüm. Herkes bir şeyin peşinde ama tam olarak ne olduğunu bilen yok.
Belki daha iyi bir iş, belki daha çok para... Ama sanki asıl önemli olanı unuttuk: Şimdi burada olmak. Şu anda nefes almak. Martıların kanat çırpışını izlemek. Ve evet, rüzgar soğuk olabilir ama en azından hâlâ esiyor.
Umut, öyle büyük şeylerde gizlenmiyor arkadaşlar. O, bir fincan sıcak çayda, bir dostun kısa bir mesajında ya da beklenmedik bir kahkahada. Minimal, abartısız ama gerçek.
Tıpkı hayatın kendisi gibi.
O yüzden, bugün biraz yavaşla. Çevrendeki o küçük detayları fark et.
Dünyanın karmaşasına fazla takılma.
Çünkü hayat, abartıdan uzak, küçük bir güzelliğin içinde saklı.
Ve asıl mucize, bunu fark ettiğin an...
Sevgiler. Gününüz harika geçsin.
Akyürek
Comentarios